Sosyal Sorumluluk / Mina'nın Çocukları

CI Bloom Kolektif “Yansıma”

Tersane İstanbul 10-15 Mayıs 2022

Mina’nın Çocukları Projesi, Kolektif “Yansıma” ile Türkiye’nin çağdaş sanat odaklanan yeni fuarı CI BLOOM’da 10-11 Mayıs ön izleme ve 12-15 genel ziyaret arasında Tersane İstanbul’da sanatseverler ile buluştu.

Aynı zamanda “Kolektif Yansıma”da yer alan dünyaca ünlü İran asıllı Amerikalı sanatçı Shirin Abedinirad’ın “Pyramid” isimli eseri Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) İstanbul Şubesi bünyesindeki Mina’nın Çocukları Projesi yararına CI BLOOM’da satışa çıktı. Kolektif “Yansıma” Mart ayında Trabzon Kızlar Manastırı’nda Ayça Okay’ın küratörlüğünde gerçekleşmişti.

“Pyramid” ışığını çocuklar için yansıttı

Aynaları eserlerinde kullanma konusunda alanındaki en usta sanatçılar arasından gösterilen multidisipliner kavramsal sanatçı Shirin Abedinirad’ın yapıtı “Pyramid” kadın birliği ile kurulmuş ve kadın dayanışması ile kolektif iyilik hareketi olarak ortaya çıkmış olan Mina’nın Çocukları projesi ile çocukların ve burs vereceği sanat öğrencilerinin geleceğine dokunmaktadır.

Sanatçı Abendirinad, Türk kültürüne ve özellikle de tasavvuf felsefesinin önemli düşünürlerinden Mevlana Celaleddin Rumi’ye oldukça aşina. Kolektif Yansıma’ya eklemlenen eserleri, Rumi’nin şiirsel anlatımının somut formları. Bu somut formlardan “Pyramid”, Türkiye’nin çağdaş sanata odaklanan yeni fuarı CI BLOOM’da satışa çıkarttırılarak ışığını ihtiyaç sahibi çocukların gelişip, birey olma yolunda ışığı olacak.


Kolektif “Yansıma” Sergisi

Trabzon Kızlar Manastırı 1-11 Mart 2022

Çağdaş sanat yapıtlarında sıkça karşımıza çıkan aynalar; yansıtıcı yüzeyler olmanın çok ötesinde metaforları kucaklayan, şiirsel anlatımlarda farkındalığı ve öz benliği tasvir eden sembollerdir. Üretim pratiğinde dünyanın pek çok yerindeki doğal mekanlara yerleştirdiği farklı geometrik ölçü ve biçimlerdeki aynaları ile Shirin Abedinirad; kimlik, gerçeklik algısı, tasavvuf ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi konulara, Kolektif Yansıma’da yarattığı optik yanılsamalar aracılığı ile değinir.

Görünen basit formunun aksine üretim sürecinde mücadele etmesi hayli güç olan aynalar; saf yansımalar sağlamanın yanı sıra benliğimizi ve etrafımızı sıkı sıkıya saran her şeyi gösteren yansıtıcı yüzeylerdir ve ona bakan süjeye gerçekliği başka biçimlerde gösterir. Sanatçının etkilendiği Rene Magritte ve Salvador Dali’nin kompozisyonlarında sıkça yer alan ayna imgesi Abedinirad’ın eserlerinde aynı mantıkta farklı biçimde kurgulanarak karşımıza çıkarken hem düşünsel hem de mekânsal derinlikteki yanılsamalara aracılık etmektedir. Tıpkı “Pyramid” isimli fraktal geometrik formdaki gibi dikkatlice hesap yapılarak düşünülmüş her yerleştirme; kübist bir görüntü-sökümü yaratır. İzleyicinin aynalardaki görüntüsü ile buluşması psikanalizde “Ayna Evresi” olarak da bilinen, ünlü teorisyen Jacques Lacan tarafından ortaya atılan egonun oluşum anına atıfta bulunur. Lacan’a göre insanların öz benliğini keşfetmesi henüz sekiz aylık bir bebekken söz gelimi aynada kendi yansımasını gördükten sonra oluşan farkındalıkla mümkündür. Abedinirad’ın doğaya ait unsurlar ve izleyicilerin yansımaları ile oluşturmak istediği parçalara ayrılmış görüntü, egonun oluşumu ve egoyu terk ederek saf benliğe ulaşabilme potansiyelimizi sorgulatır.

Tarihi mekânın hassas dokusu üzerinde birbirine eklemlenerek güçlü taşıyıcı strüktürlere yapışan aynalar; sanatçının uzun yıllardır ilgilendiği tasavvuf felsefesinin önemli düşünürlerinden Rumi’nin şiirsel anlatımının somut formları olarak karşımıza çıkar. Rumi’ye göre gökyüzüne ulaşmanın yolu sadece kalpten geçmektedir. Öyledir de… Sergiye adını da veren izleyenlerin kolektif yansımalara tanıklık ederek saf benliklerine doğru yolculuğa çıkması ancak ve ancak kalpten olursa mümkün olabilir.

İran asıllı sanatçı, ataerkil toplumlarda kadınlara atfedilmiş kimlik ve dayatılmış sorumlulukların getirdiği toplumsal eşitsizliğin gerçekliğine mecazi anlamda da ayna tutar. Ait olduğu coğrafyanın mit ve geleneklerinden deneyimlediği, kolektif hafızasında kodlanan; kadının başını öne eğmesi gerektiği düşüncesine, tepedeki kilisenin zeminine yerleştirdiği daire şeklindeki “Evocation” isimli gökyüzündeki manzarayı yansıtan daire formundaki ayna ile karşı çıkar. Sanatçı gökyüzünü izleyicinin ayaklarının altına sererek Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü de kapsayan birlik, dayanışma ve üretkenlik mesajlarını verir.

Dünyadaki “Cennet”e giden 11 basamağın sırrının izinde…

Elinizde tuttuğunuz kâğıt parçası Kolektif “Yansıma” kapsamında izleyeceğiniz yapıtların deşifre olmasına neden olan kavramsal bir yol haritası olmanın çok ötesinde… Aynı zamanda bir gizemin çözümlenmesine de ışık tutuyor. Küratöryel süreç boyunca Kızlar Manastırı içerisinde karşılaşılan pek çok raslantısal durum zarif çan kulesinin basamaklarına yerleştirilen “Heaven On Earth” isimli yerleştirme ile farklı açılardan optik illüzyonlar, bambaşka manzaralara tanık olmamızı sağlarken, mistik mesajlar veriyor. Numeroloji’de manevi yönden güçlü, ruhsal uyanışı sembolize eden 11 sayısı bizleri Mina’nın Çocukları iyilik hareketinin köklerine aramızdan ayrılan On Bir üretken kadının anısına götürüyor. Gökyüzündeki bulutların ve ışığın içine karıştığı On Bir basamak tarihi Kızlar Manastırı’nda dünyadaki cennetin bir yansıması olarak yer alıyor. Elbette sadece kalpten inananlar gökyüzüne dokunabiliyor.

Küratör Ayça Okay


Kolektif ‘’Yansıma’’ Paneli

Ramaza Plaza Trabzon 1 Mart 2022

Kolektif ‘’Yansıma’’ sergisinin açılış günü ikinci yarısında gerçekleştirilen panelde, yaklaşan Dünya Kadınlar Günü öncesinde Trabzon Mina’nın Çocukları projesinin davetlisi olarak birbirinden değerli isimler proje kapsamında gerçekleştirilen panelde bir araya geldi. Tarihin her döneminde büyük önem taşıyan bir coğrafyada, Trabzon’da birbirinden değerli panelistlerin katılımı ile anlamı daha da pekişen Kolektif “Yansıma” 1 Mart’ta yaklaşan Dünya Kadınlar Günü öncesinde yerel ve ulusal Türkiye gündeminde günün anlam ve önemine uygun olarak kadınların sesi oldu.

Konda Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ın modaretörlüğünde gerçekleşen panelin ilk oturumunda, İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Nazan Moroğlu, Türkiye’de kadın ve kadınların yaşadıkları sorunlar üzerine hukuk bağlamında bir konuşma gerçekleştirdi. İkinci oturumda ise PwC ortaklarından koleksiyoner Feride İkiz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü bağlamında öncelikle profesyonel iş hayatında kadın olmayı ve sonrasında da koleksiyonerlik yolculuğunu, CI Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli çağdaş sanatın içinde dün, bugün ve yarın kadın sanatçıların-kadının önemini vurgularken, CI yapısındaki kadın egemen yapıya değinen Ali Güreli CI’in önümüzdeki dönemdeki Anadolu açılımlarını anlattı.


Kolektif “Hafıza” Sergisi

Ramaza Resort Bodrum 1-11 Eylül 2021

Kolektif Hafıza sergisi Başaran Yatırım Holding’in bilim ve sanatın bir arada yol almasının önünü açmak ve fayda sağlamak amacıyla desteklediği bir çağdaş sanat sergisidir.

Yüzyıllardır evimiz olan gezegenimizde son dönemde meydana gelen ekolojik dengesizliğin yarattığı yıkım, iktidarların savaşları, politik ve ekonomik krizler, salgın hastalıklar gibi felaketler nedeniyle birlik olmaktan gittikçe uzaklaştığımız zor zamanlardan geçiyoruz.

Yüzyıllardır edinilen tecrübelerin kişiden kişiye aktarılması ve ortak bir bilinç ile oluşan kolektif hafızamız ise art arda yaşanan felaketleri arşivleyen bir depo gibi kendini yapılandırıyor. Peki bu yaşadığımız olumsuz durumları depolayan hafızamızı tersine çevirmemiz mümkün mü? İyiliğin iyilikle tamamlanacağı bir zincir oluşturabilir ve bunu gelecek nesillere aktararak daha “iyi bir yer” yaratabilir miyiz?

Bu soruların cevaplarını bulmak üzere Kolektif “Hafıza” sergisi ile çıkacağımız yolculuktan önce size Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) İstanbul Şube Mina’nın Çocukları Projesi’ni anlatmak isterim.

Geçtiğimiz yıllarda aramızdan ayrılan Mina Başaran ve on arkadaşının anısını yaşatmak üzere TÜKD İstanbul Şube dayanışması ile hayata geçirilen ve her yıl on bir başarılı gencin eğitim hayatını destekleyen oluşum yaşanılan bir felaketi, kolektif olarak iyileştirmek ve dönüştürmek üzere çok değerli insanların yüreğini ortaya koyması ile meydana gelmiştir.

İnsan hafızasının unutkanlıktan muzdarip olduğu söylenir; anlık heyecan, sevinç, üzüntü gibi doğasında bulunan eylemleri gerçekleştirebilmek için unutmak zorundadır. Bir başka deyişle beynimiz sadece öğrenme değil aynı zamanda unutma organımızdır. Peki beynimiz kötülükleri silebilecek güçte midir? Hafızamızı yapılandırabilir miyiz?

Kolektif olarak hafızamızı iyi düşünce ve mitlere temellendirilerek daha insancıl ve olumlu koşullarda yaşanabilir bir toplum tasarımına ulaşılmasını sağlayabiliriz.

Birlik olursak geçmişin kötü anılarının dönüştürülerek iyileştirildiği ve geleceğe aktarıldığı yeni dünyamızı yaratabiliriz. Ve bu yeni dünyamızın kesişim kümesinde en başta sevgi ve hoşgörü olmak üzere cinsiyet eşitliği, çevre ve doğa sevgisi, çok katmanlı kültürlerin bir aradalığı, yeni açılımlara saygı ve merak, sanata tutku, bilgiye iştah, bütün ve birlik olmaktan türeyecek gelenekler yer alıyor.

Tüm insanların birbirine bağlanabilme ve kocaman bir ağaç gibi kolektif bir hafıza oluşturabilme ihtimali var…

Bireyler bir anıyı canlandırmakta yetersiz kaldığında kolektif hafızaya başvurulur. Serginin hazırlık sürecinde tesadüfen ya da planlı bir şekilde bir araya gelen herkesin ortak birikimi ve anıları serginin iskeletini, kavramsal çerçevesi ve ruhunu oluşturuyor. Sergide yer alan on bir sanatçının resim, heykel, enstalasyon, video ve veri görselleştirme temelli eserleri disiplinler arası diyaloğun yoğun olduğu, çok sesli bir seçkide kolektif hafızayı merkeze alarak kamu ile buluşuyor.

Sergi mekanının hafızası ile de bütünleşen eserler bu sonbaharda izleyicileri yarının bugünden daha iyi olacağına dair umutla, koşulsuz sevgi ve iyilikle ortak bir hafıza oluşturmaya davet ediyor.

Küratör Ayça Okay


16. Contemporary İstanbul

7-10 Ekim 2021

Unutma Bütün Kahramanlar Seninle, Fırat Engin

Eser, kolektif olarak hafızamızı iyi düşünce ve mitlere temellendirilerek yaşanabilir bir toplum tasarımına ulaşılmasını sağlamak üzere geçtiğimiz 1-11 Eylül ayında Bodrum’da gerçekleşen Kolektif “Hafıza” Sergisi kapsamında izleyici ile buluşmuştur.

Birlik olmaktan gittikçe uzaklaştığımız zamanlardan geçmekteyiz. Yaşadığımız olumsuzlukları depolayan hafızamızı tersine çevirmek ve iyiliğin iyilikle tamamlanacağı bir zincir oluşturup daha “iyi bir yer” yaratabilmek arzusuyla oluşturulan Kolektif “Hafıza” sergisi, bu bağlamda On Bir değerli sanatçının eserine ev sahipliği yapmıştır.

Serginin ilham aldığı Mina’nın Çocukları projesi ise, geçtiğimiz yıllarda aramızdan ayrılan Mina Başaran ve on arkadaşının anısını yaşatmak üzere TÜKD İstanbul Şube dezavantajlı çocuklara destek olmayı hedefleyen oluşumudur. Yaşanılan bir felaketi kolektif olarak iyileştirmek ve dönüştürmek üzere çok değerli bireylerin yüreğini ortaya koyması ile meydana gelmiştir.

16. Contemporary İstanbul, Kolektif “Hafıza” dan seçilen Unutma Bütün Kahramanlar Seninle isimli çalışmasıyla izleyiciyle buluşuyor. Eser 15 kumaş üzerine baskı yapılmış metin yerleştirmelerinden oluşmaktadır. Metinlerde yer alan cümleler, kült olmuş yapımlarda yer alan kurgu kadın karakterlerin sözlerini içermektedir. Karakterlerin ortak özelliği; genellikle eril dünya tarafından kurgulanan kurtarıcı, kahraman rollerini üstlenen erkek karakterlerin aksine, bu rolleri üstlenen kadın karakterler olmasıdır.

Şüphesiz bu çalışma, Mina’nın Çocukları kolektif olarak yayılmaya devam edecek iyilik hareketinin kahramanlarına atfedilmiştir. Kuşaklararası bir tercihle seçilen karakterler arasında She-Ra’dan, Zeyna’ya, Prenses Leia’dan, Lara Croft’a, Trinity’den Gamora ve Lexa Heda’ya kadar geniş bir yelpazede sunulmuştur. Eser, izleyiciye çalışmanın arasında yürüyerek etkileşime geçebileceği ve kendi hikayesinin kahramanı olduğu gerçeğiyle yüzleşeceği bir davet sunmaktadır.

Küratör Ayça Okay


Mina’nın Çocukları Arter Buluşması

8 Mart 2020

Mina’nın Çocukları için 8 Mart 2020 Dünya Kadınlar Gününde verilen konserde Kaan Baysal, Fazıl Say, Frederic Chopin ve Johann Strauss eserlerini seslendirdi.


Mina’nın Çocukları

8 Mart 2020

2018 yılında Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneği İstanbul Şubesi sayesinde yollarımızın kesiştiği ve ‘’Mina Başaran Bursu’’ ile yaşamlarına dokunduğumuz 11 üniversiteli kız öğrenci kendi ışıklarını bu defa ‘’Mina’nın Çocukları’’ projesi ile küçük kardeşlerine yansıtmak için yola çıktı.

Üniversiteyi Türkiye çapında dereceye girerek kazanan öğrenciler arasından seçilen 11 genç kızımız, Mina’nın Çocukları projesiyle, kendi yörelerinden seçtikleri 11 ilköğretim öğrencisine mentorluk yaprak kazandıkları akademik, psikolojik ve sosyal tecrübelerini aktarmaktadır.